Eleştiri Arşivi
Eleştiri
//php print_r ($fields); ?>
Sizin de aklınıza bazen Tanrı'nın bir yerlerde yanlış yaptığına ya da bir şeyleri yönetemediğine dair fikirler gelmez mi? Aklımın başıma erdiği zamandan bu yana, bir şekilde sürekli didiştiğim Tanrı'nın varlığından, günahsız çocukların öldürüldüğü sabahlarda daha çok şüpheye düşüyorum. Acaba diyorum Tanrı uyuyor mu?
//php print_r ($fields); ?>
1980’lerin sonuyla birlikte gitgide irtifa kaybeden şiir 2000’lerle birlikte ülkemizde yeniden diklenmenin ipuçlarını vermeye başladı. Öznenin parçalanıp yaşantıların sanallaştığının iddia edildiği bu dönemde ülkemizde daha çok ve daha çeşitli şiir yazılmaya, şiir alanında yeni arayışlar görülmeye başlandı.
//php print_r ($fields); ?>
Film analizleriyle tanıdığımız yazar ve radyocu Gökçe İspi Turan, kısa süre önce yayınlanan üçüncü kitabı Güve Yeniği’nin 20 öyküsüne, 20 kadın karakteri konuk ediyor. Hepsi de zaman zaman karşımıza çıkıveren, ucundan kıyısından tanıdığımız karakterler. Öyle gerçekler ki...
//php print_r ($fields); ?>
Sassa Buregren’in 2006’da yazdığı Küçük Feministin Kitabı, kahramanı Ebba’nın gazetede gördüğü “dünya liderleri” fotoğrafında hiç kadın olmayışına şaşırmasıyla başlıyor. Fena bir başlangıç değil. Biliyoruz ki, her şey bir şaşkınlık duymakla, karşı tarafta bir tereddüt yaratabilmekle başlar. Karşınızdakinin artık şaşırma ihtimali yoksa da her şey bitmiştir.
//php print_r ($fields); ?>
Hakan Bıçakcı, günümüzde değil de 19. yüzyılda ya da 20. yüzyıl başlarında yazan biri olsaydı, büyük ihtimalle ismini R. L. Stevenson, Maupassant, Giovanni Papini, Washington Irving, Ambrose Bierce gibi büyük yazarların arasında anar; tuhaf, esrarengiz, tekinsiz öykü derlemelerinde yer alan klasik kalemlerden biri olarak kabul ederdik.
//php print_r ($fields); ?>
Bazı kitaplar hakkında yazmak çok zordur. Bir müddet o kitapla yaşamanız, onu öncelikle zihninizde, sonra belki çantanızda taşımanız, kitap elinizdeyken uyuyakalmanız, belki sabah ilk iş tekrar onunla günaydınlaşmanız gerekebilir.
//php print_r ($fields); ?>
Dünyanın daha çok, pek çok gezgin şövalyeye ihtiyacı var. Çünkü daha güzel bir dünyanın mümkün olduğuna inanan şövalyemiz Don Quijote, o saadetli hayal uğruna çarpışıyordu. Sonra şövalyelik unutuldu, Don Quijote’nin bir parodi olduğuna inananlar çoğaldı. Yaşlı dünyamızın başına da pek iyi şeyler gelmedi.
//php print_r ($fields); ?>
Son yıllarda polisiyede ufak da olsa bir kıpırdanma yaşanıyorsa, bunun önemli bir kısmında Kuzeyli polisiyelerin rolü büyük. Özellikle Stieg Larsson’un Ejderha Dövmeli Kız, Ateşle Oynayan Kız ve Arı Kovanına Çomak Sokan Kız’dan oluşan “Millennium” serisiyle açılan yolu, tam da o dönemde yayımlanan Kuzey kökenli birçok televizyon dizisi de iyice genişletti.
//php print_r ($fields); ?>
İsviçreli bilim insanı Albert Hofmann, ünlü bir ilaç firmasının laboratuvarında "çavdar mahmuzu" adlı bir mantar üzerinde çalışıyordu. Elde ettiği sentezi önce kendi üzerinde denemeye karar veren Hofmann, sürecin tamamlanmasını beklemeden laboratuvardan ayrılıp bisikletine atladı ve evine doğru yola çıktı.
//php print_r ($fields); ?>
Ebubekir Eroğlu, son dönemin en iyi ve önemli şairlerinden biridir demek yetmez; büyük bir şairdir o. Özellikle yeni yayımlanan kitabı İçkale onun bu gerçeği, şiirinin zirvesine çıkarak mühürlediği bir kitap.