Dosya Arşivi
Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Her sene özellikle bu zamanlar adlarını daha çok duyduğumuz yazarların kitapları da yayımlandığına göre, yaz gelmiş demektir… Hatta geç bile kaldık. “Bu yaz ne okuyalım” listeleri konusunda da sıkıntı çekmediğimiz göz önünde bulundurulursa, bavula bu listelerin tepesinden bir iki kitap atıp tatile çıkabiliriz!
//php print_r ($fields); ?>
Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. İlk soruyu da o yazar üzerine çalışmalar yapmış bir isme yönelttik. Öyleyse soruyoruz: Siz Homeros'u niçin okuyorsunuz?
//php print_r ($fields); ?>
F. Scott Fitzgerald dendi miydi akla ilk gelenin Muhteşem Gatsby olması ya da Herman Melville'in adını duyar duymaz Moby Dick'i hatırlamak oldukça normal ve anlaşılabilir. Fakat bu usta isimlerin bu ünlü eserlerinin gölgesinde kalmış, öne çıkma fırsatı bulamamış kitapları da var. İşte pek çoğunu yakından tanıdığımız, ünlü yazarların gölgede kalmış eserleri:
//php print_r ($fields); ?>
Çocuk kitapları yazan Müzeyyen Engin Erim’in kaleme aldığı bir kitabın ismi Kedinin Büyüttüğü Çocuk’tu. Küçük bir kedinin sahiplendiği çocukla yaşadıklarını anlatan bu hafif fantastik öykünün başlığı henüz daha ilkokuldayken aklıma kazındığı için, Fritz the Cat: Kedi Fritz Yaşamı ve Ölümü adlı kitap ve yaratıcısı Robert Crumb’ın hikayesi bu başlığı kolayca çağrıştırdı.
//php print_r ($fields); ?>
James M. Cain’e, 1969’da New York Times Review of Books’a verdiği bir röportaj sırasında, Postacı Kapıyı İki Kere Çalar, Çifte Tazminat ve Mildred Pierce gibi kitaplarından yapılan sinema uyarlamalarını niçin sinemada izlemediği sorulur.
//php print_r ($fields); ?>
“İlk örnekleri şöyleydi”, “evvela Avrupa’da başladı” filan diyerek lafı çevirsek de şu gerçeği değiştiremeyiz: Çizgi roman, hemen tüm popüler sanatlar gibi Amerikalıdır, o etkiyle yaygınlaşmıştır.
//php print_r ($fields); ?>
-Elfen Lied animesinin giriş şarkısı Lilium eşlik edebilir bu yazıya.-
“Napoléon’un kılıcıyla yaptığını ben kalemimle yapmak istiyorum”
//php print_r ($fields); ?>
Gençlerin kendilerine sadece meşgale olarak değil, kariyer olarak da yazarlığı düşündüğü bir çağda yaşıyoruz; her daim geçerli olan “yazmasaydım çıldıracaktım” halini de unutmamalı tabii. Elbette yazarlık, birkaç büyük kariyer dışında, pek de kolay bir ekmek teknesi değil. Yazmanın güçlüğü bir yana, çok uzun bir süre boyunca alıcı bulmak da mümkün olmayabilir.
//php print_r ($fields); ?>
Hem daha önce bu sayfalarda bir süre izini sürdüğümüz “Yarım Kitaplar”a hem de ünlü yazarların ünlü eserlerinin gölgesinde kalmış “diğer” kitaplarına, “Gölgede Kalanlar”a bir örnek Suikast Bürosu.
//php print_r ($fields); ?>
Resmi internet sayfasındaki biyografisinde de yazdığı gibi, Buket Uzuner, hem bir romancı hem de bir hikayeci ama aynı zamanda bir gezi yazarı.
Böylesine çok seyahat eden bir yazarın çalışma masasında da bunun izlerini görecektik elbette!