Şahane Bir Kitap Arşivi
Şahane Bir Kitap // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
C. G. Jung, psikanalizin babası olma yolunda yürüdüğü sıralarda bir rüya görür; rüyasında bir yalıçapkını vardır. Onun yaşadığı yerde nadir görünen bir kuş türüdür bu. Uyandıktan hemen sonra çıktığı yürüyüşte ayaklarının dibinde bulduğu ölü yalıçapkını her ne kadar bir tesadüften ibaret gibi gözükse de dünya tarihine “senkronite” kavramı olarak geçecektir.
//php print_r ($fields); ?>
Maurice Blanchot, "hiç ulaşılmamış, gecenin kalbinden aşırılmış, 'öteki gece'nin yazarı", "yazarın uykusuzluğunu misafir eden gecenin yazarı"... Deneysel hatta belki de radikal yazı deneyiminin yazarı... Ya da en açığı, parçalı anlatının sonuna giden adam. Ve onun Bekleyiş Unutuş'u. Dili parçalayıp bölen, sözü bir fısıltıya, anlatıyı şiire yakın bir kesintisizliğe çeviren romanı.
//php print_r ($fields); ?>
Kanon… Müphem bir sözcük… Jale Parla sorar: “Kanon, müzikte olduğu gibi aynının tekrarı mıdır, yoksa dini kanonlarda olduğu gibi benzerlerinin bulunup eski listelerin genişletilmesi midir, yoksa Toledo Kanonu’nun önerdiği gibi, eski anlatıların yeniden ve çağın gereklerine uygun
//php print_r ($fields); ?>
Edebiyat çevirilerinden tanıdığımız, 2006 yılında yayımlanan ilk romanı Katilin Şeyi ve hemen ardından gelen Ka
//php print_r ($fields); ?>
Adı Sahilden Bostancı... Bir ayağı ister istemez Bostancı'da olan, ömrünün büyük kısmı sahilden Bostancı dolmuşlarında geçen bir adalı olarak, dikkatimi çekmemesi mümkün değildi... Genç bir yazarın, Gül Ersoy'un ilk öykü kitabının adı, tanışmak için saklı bir tanıdıklığın izini süren okur-yazar buluşması.
//php print_r ($fields); ?>
Farkındaysanız son zamanlarda muhalif söylem içinde bize adeta hediye edilmiş gibi duran bir kavram var: Queer. Toplumsal cinsiyet ve kimlik politikalarının hem tam ortasında duran hem de ikisinin birden dışına çıkmayı öneren bu kavram, yine bilindiği üzere ne olduğuyla değil, neye, nelere karşı olduğuyla ilgili olarak kendini ortaya koymakta.
//php print_r ($fields); ?>
Sözcüklerin, şeylerin, listelerin, koleksiyonların, yerlerin, yer değiştirmiş nesnelerin, anlamların terse döndürülmesinin, yarığın, doymaz keyfin, dünyanın kökeninin, bir meydan okuma gibi yaratılan ve başkasına yönlendirilen nefretin oluşturduğu çığın Lacan’ı, yani her şeye ve herkese karşı Lacan… Yirminci yüzyılın hem en zor anlaşılan hem de en etkileyici düşünürlerinden biri Jacques Lacan.
//php print_r ($fields); ?>
Walter Benjamin fotoğrafın tarihini anlatmaya, icadın ilk yapıldığı zamanlarda etraftan gelen muhafazakar tepkilerden birini alıntılayarak başlar: “Uçuşan yansımaları bir yerde sabitlemeye kalkmak, Almanların eksiksiz araştırmalarının ortaya koymuş bulunduğu gibi, yalnızca i
//php print_r ($fields); ?>
İnsan niye yaşar? Soyunu devam ettirmek için mi? Adına dünya dediğimiz maddi evrenin yasalarınca hayatta kalmak, bu çerçevede ilerlemek, yükselmek için mi? Yoksa sırra ermek için mi? Eğer öyleyse sır nedir? Bu soruya cevap vermek öyle güç ki, Bosnevi’nin 19.yy’da dediğine geliveririz hemen: “Sırrım sır olmuştur sırrım bilince”.
//php print_r ($fields); ?>
Sherlock Holmes kimin kahramanıdır? Elbette Arthur Conan Doyle'un. Peki Doktor Watson, William Huges ve Rodolfo Martinez? Ünlü dedektif, Doyle'un olduğu kadar onların da kahramanıdır desem... Aslında ortalığı karıştıran kişi Rodolfo Martinez'dir.