Şahane Bir Kitap Arşivi
Şahane Bir Kitap
//php print_r ($fields); ?>
Başyapıt Budur! Adı böyle olunca ister istemez başyapıt nedir ki diyerek çevirmeye başlıyorum kitabın sayfalarını. Evet, nedir başyapıt? Kuşkusuz iddialı bir soru bu.
//php print_r ($fields); ?>
Bastonunu kafama indirdi, evet resmen indirdi, ama allahtan başım yok, yani var da zahiri alandan sızan bir görüntü olsa olsa. Evet, bir hayaletim ben, Orhan Duru’nun kıyak otelinde yaşayıp ona musallat olanlardan hani.
//php print_r ($fields); ?>
Behçet Çelik, öyküleriyle tanıdığımız, romanlarıyla bildiğimiz, edebiyat eleştirileriyle ilgilendiğimiz bir yazın insanı.
//php print_r ($fields); ?>
Bizim evrenimizin sesinin 'la' olduğunu söyler fizikçiler. Aynı anda her yerden ve hiçbir yerden gelen başsız ve sonsuz, derin ve karanlık bir la sesiyiz hepimiz. Ya da la ritmiyiz... Hayatın bir sesi, bir ritmi var evet. Bunu herkes kendine göre açıklayacaktır kuşkusuz, ona da evet. Ama içimizden bazılarının o ritmi daha farklı yaşadığı, yarattığı da bir gerçek.
//php print_r ($fields); ?>
Kanon… Müphem bir sözcük… Jale Parla sorar: “Kanon, müzikte olduğu gibi aynının tekrarı mıdır, yoksa dini kanonlarda olduğu gibi benzerlerinin bulunup eski listelerin genişletilmesi midir, yoksa Toledo Kanonu’nun önerdiği gibi, eski anlatıların yeniden ve çağın gereklerine uygun
//php print_r ($fields); ?>
Lafı hiç dolandırmadan konuya girelim: “Gerçek edebiyat kapitalist diktatörlük için tehlikeli bir türdür," diyor Zülfü Livaneli. Öyle hamasi bir ifadeyle geçiştirmekle de kalmıyor düşüncesini, işliyor, derinleştiriyor, açıklıyor.
//php print_r ($fields); ?>
“Her bahar zambaklar açmaya başlayınca –bir emre itaat edercesine- onların resmini yaparım. Böylesine buyurgan başka bir çiçek yoktur. Belki de taçyapraklarının açılış tarzıyla ilgili bir şey bu, adeta önceden basılmış gibi. Zambaklar kitap gibi açılır. Aynı zamanda mimarinin en küçük ve en mükemmel yapı sanatı örneğidirler.
//php print_r ($fields); ?>
Hiç unutmam, sanırım Orta Dünya’nın üçüncü çağının sonlarına doğruydu, Yüzüklerin Efendisi’ni üçüncü kere okumaktayken ve Tolkien üzerinde uzun uzun düşünmekteyken dev bir keşif duygusuyla sarsıldım.
//php print_r ($fields); ?>
Yaşam ve ölüm arasında dolaşan bir aracı, bir arabulucu, iyileştiren, şifa veren, geçmişi bilen, geleceği gören, öykü anlatıcısı, şair ve şarkıcı; yani şaman… Yani, bir topluluğun hem mistik olarak hem de gündelik hayat içinde ihtiyaç duyabileceği her şey...
//php print_r ($fields); ?>
Deli Gücük: Anadolu’nun karası, Anadolu’nun karanlığı… Otlakların karaltısında, kervansarayların tozlu uğultusunda, eşkıyaların huzursuz uykularında, metruk köylerin koynunda yaşayan bir Anadolu iblisi o.