Eleştiri Arşivi
Eleştiri
//php print_r ($fields); ?>
Bir okur olmaya uğraşırken Mario Vargas Llosa'nın kısa süren siyaset yaşamından hep memnuniyet duydum. Yayımlanan her romanını, ağzından çıkan her lafı ve giriştiği pek çok eylemi büyük bir dikkatle takip ettim. Ne mutlu ki Llosa bunların hiçbirinde beni hayal kırıklığına uğratmadı.
//php print_r ($fields); ?>
Peter Carey’in Gözyaşının Kimyası ve True History of The Kelly Gang (Kelly Gang’in Gerçek Hikayesi) romanlarından yola çıkarak söylenebilir ki, bir Carey romanı bitmek tükenmek bilmeyen bir hayal gücü, canlı betimlemeler ve cesur bir anlatı demektir; en azından beklenti hep böyledir...
//php print_r ($fields); ?>
Atay’ın yüzlerce ciltlik hayat bilgisi ansiklopedisini bir kenara kaldırabilirsiniz. Müjdeyi verelim; nihayet, gündelik hayatın, eşyanın ve insanın o tuhaf, ele gelmez ve sürekli çoğalan bilgisi dev bir kitapta toplanmak yerine, muhtasar bir sözlükte toplandı. Hem de, hep hayal ettiğiniz gibi, resimli bir sözlük bu.
//php print_r ($fields); ?>
İster yedi küçük adamla bir ormanda yaşayan bir prensesi anlatsın, ister denizlerin derininden başını uzattığı sırada gördüğü prense aşık olan bir deniz kızını bütün masalların ortak özelliğidir mutlu sonla bitmesi. Bütün masallarda kötüler eninde sonunda hak ettikleri cezayı bulur, sevenler kavuşur ve sonsuza kadar mutlu yaşarlar her seferinde.
//php print_r ($fields); ?>
Yerin üstünde, güneşin her sabah inatla doğduğu ve ortalığı ışığa boğarak gecenin hayaletlerini gün boyunca saklandıkları yerlere kovaladığı topraklarda, yüzeyde yani, hayat diye ikna olduğumuz bir gerçeklik var. “Normal” kabul edilmiş, insani ve bir o kadar dünyevi faaliyetlerimizi yürüttüğümüz bu realite, kendimizi ömrümüz yettiğince oyaladığımız geçici, gündelik bir şey.
//php print_r ($fields); ?>
Evrimsel biyolog Olivia Judson’ın cümle hayvanatın cinsel sorunlarına dair sorulara Dr. Tatiana takma adı ile Haydar Dümen’lik yaptığı çok satar kitabı on yıllık bir gecikme ile Türkçede de boy gösterdi. Kitabın başlığını ilk gördüğümde, hani bize dair bir şeyler de vardır diye heveslenmiştim, ama yok. Sonra düşündüm de İnsan türünün seks yaşamına dair bilinmedik ve söylenmedik ne kaldı ki?
//php print_r ($fields); ?>
John Perry'nin hatırlattığı üzere hepimiz akıllı hayvanlarız elbette ama buna yeni bir özellik ekledik: Artık her birimiz "erteleyen hayvanız." Mark Twain'in öğüdünü dinleyip bugünün işini yarına değil, mümkünse ertesi güne iteliyoruz. O kadar merakla beklememe rağmen, Erteleme Sanatı'nı ele geçirdikten iki gün sonra okumaya başladım, durum böylesine ciddi yani.
//php print_r ($fields); ?>
Sevgililere yazılan şiirlere, sık başvurulan akrostişlere, popüler gazetelerde pek çok kişinin gülmek amacıyla okuduğu kimi didaktik kimi “duygu yüklü” dörtlüklere vs dayanılarak bu memlekette herkesin şair olduğu söylenegelir. Burada “şair” alaycı bir ifadedir, tıpkı çok konuşan birinden “felsefe” veya “caz” yapmamasının istenmesi gibi.
//php print_r ($fields); ?>
"Müziğin kavramları yoktur, öneriler ileri sürmez, imgelerden, simgelerden, dilden yoksundur. Temsil gücü yoktur. Dünyayı anlatmaz…" Zihnimizde gezinen ve adının "müzik" olduğunu bildiğimiz yeryüzü dilinin, nasıl olup da yaşamımızı bu denli kuşatabildiği sorusunun elbette tek bir yanıtı olmayacaktır.
//php print_r ($fields); ?>
Saklambaç oynamanın zevki arayıp bulmaya çalışmakta mıdır, yoksa saklanmakta mı? Artık, Freud bizi ikna etse de etmese de, çocukluğumuzda oynadığımız oyunların kişiliğimizle ilgili çok şey ifade ettiğini biliyoruz.