Eleştiri Arşivi
Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Takvimler 1990’lı yılları gösterirken “bilimkurgu mu yoksa kurgubilim mi” diye özetleyebileceğimiz bir tartışma vardı. İngilizce “Science fiction” kavramına dilimizde bir karşılık arayışı devam ediyordu o yıllarda. Hâlâ da mesele tam olarak çözülmüş değil. Zira Türk Dil Kurumu’nun tercihi “bilim kurgu” olsa da hâlâ bilimkurgu şeklinde yazmayı tercih edenler azımsanmayacak kadar çok.
//php print_r ($fields); ?>
Anglosakson edebiyatının en ünlü destanı Beowulf... Bir sözlü edebiyat örneği. Kime ait olduğu, tam olarak ne zaman söylendiği bilinmiyor. XI. yüzyılın erken zamanlarında yazıya geçirilmiş. İlk kez 1815 yılında G. J.
//php print_r ($fields); ?>
İletişim Yayınları’nca basılan SanatHayat dizisi, editörü Ali Artun’un ‘Estetik Modernizmin Tasfiyesi’ni büyüteç altına aldığı Çağdaş Sanatın Örgütlenmesi isimli kitabıyla en sıcak yayınlarından birini kamuoyunun ilgisine sunuyor.
//php print_r ($fields); ?>
Bir aralık, cehaletin de kendine özgü bir ideolojisi var mıdır, diye sormuştum kendime. Nelerden beslenir, hangi kaynakları kullanır, yolunu nasıl çizer? Çünkü Türkiye’de epeydir bunun sıkıntısı yaşanıyordu. Cehalet nedir? Bunu belirlemek güç. Sözgelimi, cahil, Nasreddin Hoca’nın bir fıkrasındaki adama benzer biraz: Bindiği dalı keser.
//php print_r ($fields); ?>
Son dönem Türkiye edebiyatında Ankara rüzgarı estiği bir gerçek. Barış Bıçakçı ve Emrah Serbes'in bayraktarlığını yaptığı genç kuşak Ankaralı yazarlar, okuyucu tarafından büyük ilgiyle karşılanıyor. 1980 ve sonrası doğan bu yazarlar, yalın, samimi ve güçlü anlatım tarzlarıyla, Türkiye edebiyatında sağlam bir damarı temsil eder hale geldiler.
//php print_r ($fields); ?>
Bir Can Yücel şiirinin adıydı mesel. Öyle öğrendim. Eğitici, ders verici hikâye. Kutsal kitaplarda anlatılan türden. Saramago’nun Kabil’ini okurken hatırladım. Baksanıza kuzum aşağıdaki dizelere, sanki şair de okumuş da yazmış.
Ters bir nota verdi Tanrı Elçisi:
Zaptiyelerdeydi en büyük hata!
Denize dökünce Marx’ı, Engels’I,
//php print_r ($fields); ?>
Antonio Negri, otonomist hareketin kuramcılarından. Daha çok Michael Hardt’la birlikte yazdıkları ‘İmparatorluk’la (devamla ‘Çokluk’ ve yakın zamanda Türkçede de yayımlanan ‘Ortak Zenginlik’) tanınıyor bizde.
//php print_r ($fields); ?>
Bu yıl içinde okuduğum romanlar arasında 'yeraltı' edebiyatı içinde değerlendirilebilecek olanlar diğerlerine kıyasla çok daha dikkat çekiciydi. Sadece bu yılla sınırlamayalım, son birkaç yıldır 'yeraltı' ürünlerinin düzeyi -gerek içerik gerek biçim açısından- çok doyurucu.
//php print_r ($fields); ?>
Bu yılın başınsa Haiti 7 şiddetinde depremle sarsılıp, binlerce kişi hayatını kaybettikten sonra tüm dünyadan yardım yağmıştı. Bu yardım faaliyetinin içinde ABD’ninki özellikle göze çarpıyordu. ABD, yiyecek ve sağlık yardımının yanında ülkedeki yağma olaylarını önlemek ve istikrarı sağlamak amacıyla Haiti’ye on bin asker indirmiş, başkentin havaalanının kontrolünü almıştı.
//php print_r ($fields); ?>
İki kişi arasında geçenler ne kadar mahrem kalmalı, ne kadar anlatılmalı? Nermin Bezmen’in Bizim Gizli Bahçemizden’ini (Doğan Kitap) okurken sık sık aklımıza gelen bir soru bu. Nermin Bezmen, geçtiğimiz yıl evliliklerinin 35. yılını kutlamaya hazırlanırken kaybettiği eşi Pamir Bezmen’le aşklarının başlamasını, birlikte olmalarını, evliliklerine kadar geçen zamanda yaşadıklarını anlatmış.