Eleştiri Arşivi
Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Kelimeler içinde deneyimlerin, fikirlerin ve düşlerin aktığı bir nehir yatağı benim için. Dünyayla bağımı bu nehrin uzayıp dört bir yana yayılan kolları aracılığıyla kuruyorum. Kelimelerin harflerden değil de anılardan oluştuğunu düşünürüm sık sık. Bellek sayısı kadar mana içeriyorlar bana kalırsa. Bu manaları keşfetmenin yolu da daha çok hikâye dinlemekten, okumaktan geçiyor.
//php print_r ($fields); ?>
Şanlıurfa cezaevinden yangın ve ölüm haberleri geldiği sırada; Tolstoy'un, adalet, ceza ve mahkumiyet meselelerini yüzyıldan uzun bir süre önce sorgulamakta olduğu Diriliş ismindeki romanını bitirmek üzereydim.
//php print_r ($fields); ?>
Kapitalizmin küresel bir sisteme dönüşme eğilimini Batılı iki düşünür, Karl Marx ve Friedrich Engels, 1848’de yazdıkları Komünist Manifesto’da ortaya koymuştu. Son çeyrek yüzyıla damgasını vuran küreselleşme sürecini de, küresel boyutta iş yapmaya odaklanan Batılı şirketler tetikledi.
//php print_r ($fields); ?>
Ressamlar siyahtan çok, içi boşaltılmış beyazdan ürkerler diye düşünürüm hep; çünkü siyah ilham taşıdığı kadar umut etmeyi, hayal kurmayı da barındıran bir renktir. Başlangıçtır bir bakıma. Beyaz öyle mi; sonuç itibariyle teslimiyeti, kabullenmeyi, hatta tapınmayı çağrıştırır.
//php print_r ($fields); ?>
Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.” Orhan Pamuk'un Yeni Hayat romanının meşhur başlangıç cümlesi. Bütün hayatımızı değiştirecek bir kitapla karşılaşmak ender rastlanacak bir durumdur.
//php print_r ($fields); ?>
Haydi gelin kabul edelim; ergenlik bir beladır. Tıpkı ölüm gibi hayatın bir yerinde hepimize isabet eden talihsiz bir piyango. İtiraf etmem gerekirse ergenlik çağındaki bireylerle ortak zaman geçirmekten pek hoşlanmam. Ergenlik çağındayken kendimden de pek hoşlanmazdım, ne yalan söyleyeyim. Seçilmiş bir asosyalliğin içinde dünyanın geri kalanına tepeden bakan, ukala, düpedüz ekşi biriydim.
//php print_r ($fields); ?>
Bir fanusta karar verecek kadar olgunlaştırılmış, ama dışarıdan hiçbir dayatmayı ezberine almamış bir beyin ürettiğinizi düşünün. Hiç kirlenmemiş, gazete manşetlerine, dayatılmış ahlak kurallarına, toplumsal korkulara maruz kalmamış bu gencecik beyni alın ve ona dünyayı gösterin.
//php print_r ($fields); ?>
Küreselleşmeyi kabaca bir sistemin kendi sınırlarını aşması olarak tanımlamak mümkün. İkinci dünya savaşından sonra başlayan tartışmalar 1960’lardan itibaren Avrupa’da sosyal devleti öne çıkardı. Özellikle Almanya merkezli bu yapı daha sonra farklı ülkelerde kendini gösterdi. Ve dünyanın birçok ülkesi için örnek oldu.
//php print_r ($fields); ?>
Kitaplarla nasıl buluşuruz? Kimimiz şanslıyızdır çok okumuş, okuyan bir arkadaşımız vardır, tavsiyelerine uyarız ve adeta hayatımızı değiştiren kitaplarla tanışırız. Benim de artık geçmişimde kalmış böyle bir arkadaşım var. Sayesinde dünya edebiyatının köşe taşları ile gençliğimde tanışmıştım.
//php print_r ($fields); ?>
Yıllar önce aklıma harika bir roman fikri gelmişti. Aman unutmayayım diye her ayrıntısını ince ince not etmiştim defterime. Sonra da yarın ne yazacağını bilen bir yazarın iç huzuruyla uykuya dalmıştım. Aradan ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum, artık şu harika fikri romana dönüştürmenin sırasıdır diyerek masaya oturduğumda gözlerime inanamadım.