Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
1 Şubat 1933’te Bursa’da, Canipzade İpek Atölyesi’nde açılıyor Ah Minel Hayat. Saat onu yirmi geçiyor. 17 yaşında, hayatının baharında, üç aya kalmadan evlenecek bir ipek fabrikası işçisi Seniha. Kozalar ayıklandıkça, tezgahta ipekler dokundukça hayaller uçuşuyor elbette. Düğün, yaz sonu. Kumaş peşinde, Seniha: Krep Keriman.

//php print_r ($fields); ?>
“Bu sabah kim olduğumu biliyordum halbuki, ama o zamandan beri birkaç değişim geçirmedim değil.” Lewis Carroll’ın 1865 tarihli klasiği Alice Harikalar Diyarında’nın kahramanı Alice’in sarf ettiği bir cümleden yapılmış, serbest bir çeviri bu.

//php print_r ($fields); ?>
Philip K. Dick, bilimkurgunun altın çağına ya da 1950’lerin distopik kurgusuna bir yandan meraklı bir okur, bir yandan da genç ve amatör bir yazar olarak yetişen, özellikle 1960’lı ve 70’li yıllarda imza attığı eserlerle bilimkurguya yeni bir bakış açısı kazandıran, 80’li yıllardan sonra bilimkurgunun nasıl bir dönüşüm geçirdiğini göremeden bu dünyadan göçen bir yazar.

//php print_r ($fields); ?>

//php print_r ($fields); ?>
Herhalde edebiyatımızın en paylaşılamayan ismi Ahmet Hamdi Tanpınar’dır. Sağcı mı solcu mu, Batılı mı Batıcı mı kavgasının başlangıç noktası olarak 1973 yılındaki Selahattin Hilav (“Tanpınar Üzerine Notlar”, Yeni Dergi) ile Hilmi Yavuz (“Tanpınar’ın Solculuğu Efsanesi”, Yeni A Dergisi) arasındaki tartışmayı gösterebiliriz.

//php print_r ($fields); ?>
Yazan kişinin dünyanın bin türlü konusu içinde hep aynı konulara çekiliyor olması bana bir kusur gibi gelmiyor. Bilakis üzerinde düşünülen ve yazılan meseleler, bir yazarın külliyatında kendi içinde bir süreklilik gösterdiğinde, ben kendimi bir okur olarak daha iyi bile hissediyorum. Çünkü, diyorum, yazar dünyadaki derdini bulmuş, yani kuyusunu...

//php print_r ($fields); ?>
Panait Istrati 1884 yılında Romanya’nın İbrail şehrinde dünyaya gelmiş. Henüz dokuz aylıkken yaşadığı bölgede meşhur bir tütün kaçakçısı olarak bilinen babasını kaybeden Istrati, çamaşırcılık yaparak hayatını idame ettiren annesiyle onun memleketi olan Baldovinesti’ye dönmüş. Çocukluğunun bir kısmını bu şehirde geçirmiş.

//php print_r ($fields); ?>
1937 yılı, Hitler’in soğuk nefesinin Avrupa’yı kasıp kavurduğu yıllar. Gamalı haçlar, Führer posterleri, Gestapo, korku, umutsuzluk, mücadele… Her şeye rağmen yine de devam eden hayat...
1919 yılından beri tütün malzemeleri satan bir dükkan ve bu dükkanın tütüncü çırağı Franz Huchel.

//php print_r ($fields); ?>
Kent hayatının örtük ve açık vahşeti ve şiddeti arttıkça kırsal hayatın pitoresk görüntüleri, kent burjuvazisinin hayallerini süslemeye başlar. Peşlerinde kuzuları ile çayırlarda otlayan koyunlar, neşe içinde zıplayan keçiler, yeni doğmuş buzağıları ile ak benekli inekler. Heidi veya süt ve çikolata reklamlarının etkisiyle zihnimize nakşedilmiş mutluluk görüntüleri...

//php print_r ($fields); ?>
Günlerden bir gün yemek yerken masanızın üzerine bir deniz kaplumbağası düşse ne yaparsınız? A) Bayılırsınız. B) Deprem olduğunu sanıp masanın altına saklanırsınız. C ) Kaplumbağanın canlı olup olmadığını kontrol edersiniz. D) Hiçbiri. Evet, hiçbiri. Çünkü günlerden bir gün yemek yerken masanızın üzerine bir deniz kaplumbağası düşmemesi gerekir.
