Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Nobel sürprizleri

Bu yazının yazıldığı sırada, Nobel Edebiyat Ödülü’nün tam olarak hangi tarihte açıklanacağı bile belirlenmemişti. Ancak bahis sitelerinde isimler sıralanmaya başlamıştı. Birçok kaynağa göre bu yılın (da) favorisi Japon yazar Haruki Murakami. Murakami’yi Kenyalı yazar Ngugi Wa Thiong’o ve Amerikalı yazar Philip Roth takip ediyor.



GrafikRoman // Kayıp caddenin izinde

Polisiye anlatılar, malumunuz, sadece bir cinayet vakası değildir, gazete haberlerinden ve adli raporlardan fazlasına ihtiyaç duyar; bir hikaye değeri taşımalıdır. Gerçekçi olmalı, o vehmi okura hissettirebilmeli ve sonuçları itibarıyla bize inandırıcı gelmelidir.



Yazmak ile resim yapmak arasındaki fark

Çoğu roman ve öykünün, gerçek hayatın aksine, bir odağı bulunur; olaylar bu odak doğrultusunda, bir neden-sonuç ilişkisi içerisinde akar ve hikaye, odağa hizmet etmeyen detaylardan temizlenmiştir.



Hayalleri zenginleştiren öyküler

“Gözlemlenebilen gerçeğin sınırlarını aşan fantastik tür hiçbir zaman hiçbir coğrafyada hoş karşılanmamış, bazen üvey evlat muamelesi görmüş, bazen görmezden gelinmiştir…” Önsözünü, bahsi geçen edebi türler için yapılan en tartışmalı yorum ve görme biçimi ile söyleyen Düşlerin İzinde adlı öykü seçkisi, benzer rüyaları gören ancak benzediği ölçüde özgür bir ifade gücü de kazanan on iki



GrafikRoman // Yanı başımızdaki çizgi roman

Sadece bizde değil, çizgi romanın endüstri olduğu ülkelerde bile olabiliyor, grafik romanla ilgili yanlış bir algı var. Sanılıyor ki, başlayıp biten bir serüveni anlatan her tek çizgi roman eseri grafik romandır. İlgisi yok; baskı niteliği, sunum, hacim veya başlayıp bitmesiyle açıklanamaz grafik roman.



Sevimli ve hüzünlü bir okuma süreci

Eduard Saxberger Viyana’da memur olarak çalışan yaşlı bir beyefendidir. Güzel bir kış günü mesai saatinin bitiminden sonra evine döndüğünde hizmetçisi kendisini genç bir adamın beklediğini söyler. Neredeyse hiç ziyaretçisi olmayan beyefendi şaşırır. Kendisini yazar olarak tanıtan genç adam, arkadaşları ile birlikte uzun süredir kendisi ile tanışmak için büyük bir arzu duyduklarını ifade eder.



Her şey zamanla

19. yüzyılın ilk yarısında yaşayan İrlandalı şair Thomas Moore'un "Yazın Son Gülü" başlıklı meşhur bir şiiri vardır; Yahya Kemal'in "Ömrün Şu Biten Neşvesi Tâm Olsun Erenler" şiiriyle de ruh akrabasıdır. Güzelliklerin solduğu, sohbetten lezzetin çekildiği, ahbapsız kalmanın burukluğuyla yazılmıştır ikisi de.



Akıp giden sular gibi hafızasız, toprak gibi köklü

Balkanlar, başka bir deyişle Doğu Avrupa (ya da Bulgar yazar Miroslav Penkov’un kitabının adından esinle söylersek “Batının Doğusu”) tarih kitaplarında ve haritada kapladığı yer bir yana edebiyatçıların hikayelerine de sıklıkla giriyor. Üstelik sadece o coğrafyanın yazarları ve sanatçıları değil, çok uzaklardan gelenler de bu topraklardan ilham alıyor.



Uydur uydur sayfalara diz!

Fantastik edebiyatın önde gelen isimlerinden Ursula K. Le Guin, kurmaca metinleri dışında yazdığı pek çok denemeden biri olan “Rüyalar Kendini Açıklamalı” başlıklı yazısında, yazma deneyimi üzerinde durur; bir derginin “Yerdeniz Üçlemesi”yle ilgili kendisine sorduğu sorular vesilesiyle girdiği diyalogda şu cümleyi kurar: “Ben mühendis değil kaşifim. Yerdeniz’i keşfettim.”

 



Hepimizin kuytuları var

Yalçın Tosun’un öykülerinde sürekli karşımıza çıkan, belli başlı temalar var: Çocukluk, aile ve cinsellik. Tosun, bazen kendisini bazen de karşısındakini anlatırken ilişkilerin tıkanışını resmedip bu üç temaya yöneliyor - ki aslında onlar, hepimizin hayatının bir şekilde en sıkıntılı noktaları. Fark ediyoruz ya da etmiyoruz ama durum bu.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.