Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Şahane Bir Kitap Arşivi

Şahane Bir Kitap // En çok okunanlar



Celil Oker "Yenik ve Yalnız" oynamaya devam ediyor...

“Hava Kuvvetleri’nden müstafi, THY’den kovulma, kendisine saygısı olan hiçbir frequent flyer’ın adını bile duymadığı sekizinci sınıf charter şirketlerinde bile tutunamayan, MS Flight simülator manyağı, eski pilot, ex-kaptan, nevzuhur özel dedektif Remzi Ünal”, geri döndü...



Naipaul bilmecesi, çözülür

"Naipaul’u niçin severim? Naipaul’un kitapları bugün ‘üçüncü dünya ülkeleri’ dediğimiz yoksul ülkelere, İngilizleşmiş Hintli bir Trinidadlının bakış açısıyla yaklaşır. Naipaul hem muhafazakar, tutucu ve kuralcı bir İngiliz’in bakış açısını büyük bir istekle kabul eder, hem de tam anlamıyla çok kimlikli, yersiz, yurtsuz, sürekli kimlik değiştirmiş, esnek biridir.



Gerekirse evreni mahvetmeyi de biz biliriz!

Evet, başta da dediğim gibi, insanlık nice bin yılların, savaşların ve tüketim çılgınlığının ardından üretimden, sanattan, zaanatten, en önemlisi de topraktan kopmuş, dev paletlerin üzerinde yürüyen şehirlerde yaşamaya başlamıştır.



Tarih, komploya açık bir yapıttır...

“Bir biçim, birçok bakış açısına göre düşünülüp anlaşılabildiği; kendisi olmaktan asla geri kalmaksızın, büyük bir görünüm ve çeşitli titreşimler ortaya koyabildiği ölçüde geçerlidir”, der Umberto Eco “Açık Yapıt”ta. Bir bildiri olarak ortaya çıkardığı ve sonrasında kuramsallaştırdığı “Açık Yapıt” düşüncesi içinde tek-yönlü, klasik kurgu ve yorum biçimlerini reddeder Eco.



Kötülük bir melekse, Dracula onun tanrılarından biridir

Rüzgar pencerelerin içlerinde, kapıların eşiklerinde inliyor, kurtlar uluyor gecenin en karanlık yerine doğru, ay ışığının soğuğunda kanat izleri görülüyor, uzaklardan tekinsiz kanat sesleri yükseliyor ve Kont Dracula yürümeye başlıyor en zayıf, en biçare, en korkunç rüyalarımızın içinde… Çünkü kötülüğü iyiliğin içinden, insandan ve tanrıdan ince ince ayırıyor Batı düşüncesi, kötülük insan kılı



Unutma, hayatı hatırla: Deniz Hüseyin Yusuf!

Bir süre önce mübadele döneminin edebiyata yansımaları üzerine küçük bir araştırma yapmıştım. Mübadelenin Türk edebiyatına yansıması o kadar cılız, Yunan edebiyatına yansıması o kadar büyüktü ki şaşırıp kaldığımı hatırlıyorum. Mübadelenin özel bir yeri de yoktu üstelik, toplumsal travmalarımızın hemen hepsi edebiyata çok ama çok az yansıyordu, tuhaf bir şekilde susmayı tercih ediyorduk.



Tennessee Williams’ın pırıl pırıl parlayan sönmüş yıldızı

Yayımcısı Levent Yılmaz’ın da pek güzel ifade ettiği gibi “mücevher pırıltısında” bir novella var elimde.



Kayıp kedi, aranan vicdan

Altı ayda sadece tek bir geminin geçtiği bir nehrin üzerindeki köprüde, tek işi o gemiye yol vermek olan bir bekçi... İnsansız, büyüleyici bir doğanın içinde, aylarca hiç konuşmadan, sadece okuyarak, yazarak yaşayan; yalnız bir romancı imgesi… Benim hayatımda ilk karşılaştığım yazardı Sadık Yemni.



Fantastiğin alacakaranlığında öykü yazma dersleri

Virginia Woolf, başyapıtları olarak kabul edilen Deniz Feneri ile Dalgalar arasına sıkıştırarak yazar Orlando’yu. Bir yaz tatilinde bir çırpıda kaleme almıştır bu olağanüstü hikayeyi.



İnatla; şimdi ve daima: Direniş!

Derin bir adaletsizlik duygusunun harekete geçirdiği, o adaletsizlik duygusundan kurtulmak isteyen kadınlar…

 

Radikal, aşırı, konformizm karşıtı, özgür düşünen kadınlar…

 

Kuralların var olduğunu bilen ve o kuralların dışında yaşamayı seçmiş kadınlar…

 

Sadece sıradışı olan, sadece var olan isyankar kadınlar…

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.