Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



"Durduk yerde insanlar öldürülüyor bu yaz"

Necati Tosuner’in yeni romanı Korkağın Türküsü, 2013 yazında Gezi Parkı direnişi ile başlayıp bütün ülkeye yayılan toplumsal olayların, devlet şiddetinin ve gencecik ölümlerin bireyin zihninde/ruhunda yarattığı çağrışımları sergiliyor.



Sonsuz Bir Masal Irmağı

Masallar, halkın belleğidir; halkın korkusu, sevinci, hüznü ve endişesi masallar aracılığıyla aktarılır. Toplumsal sistemler de bu yöntemle kaydedilmiş, sonraki kuşaklara aktarılmış olur.



Sonsuza kadar mutlu

İster yedi küçük adamla bir ormanda yaşayan bir prensesi anlatsın, ister denizlerin derininden başını uzattığı sırada gördüğü prense aşık olan bir deniz kızını bütün masalların ortak özelliğidir mutlu sonla bitmesi. Bütün masallarda kötüler eninde sonunda hak ettikleri cezayı bulur, sevenler kavuşur ve sonsuza kadar mutlu yaşarlar her seferinde.



Asıl hayat şimdi başlıyor

Tarihin her döneminde bizatihi edebiyatçılar tarafından edebiyata pek çok farklı rol biçilmiştir. Mesela Tanzimat döneminde yazan Ahmet Mithat için edebiyat toplumu eğitmek için bir araç konumundadır; Namık Kemal’e sorarsanız edebiyat pekala bir eğlencedir.



Pati izleri şahit

Bu kitap beni, caddeli betonlu trafikli, kulağımda bangır bangır müzikli istanbullu hayatıma zorunlu bir hastalık ve kar molası verdiğim anda buldu.

 



Terapistin egosu

Nietzsche Ağladığında’da, ruhsal olanlar dahil, tüm acılarına çare bulacağı vaadiyle onu tedaviye ikna etmek için çırpınan Josef Breuer’e şöyle diyordu Nietzsche: “Eğer ben, sizin deyişinizle, büyük biri olacaksam, o zaman siz benim yaratıcım, benim kurtarıcım olarak daha büyük biri olacaksınız.



Bir zamanlar Orsinya'da

Edebiyatın yaşayan en büyük efsanesi kim diye sorulsa, aklıma ilk gelen isim Le Guin olur. Edebi ustalığının yanı sıra fantastik kurguya kattığı eleştirel ve politik boyut, türü entelektüeller katında da okunur kılıyor. Aslında onun gibi yazarları türlerle değerlendirmek düşülebilecek en büyük hata.



Başarı ve geçmişin kıskacında

Yaşa ve yüksek deneyime dayalı ana akım romanların sonu yaklaşıyor. Son birkaç yılda dünyada çok sayıda genç yazar ön plana çıkmaya başladı. Her biri farklı konuları ele alıyor ve alışılmışın dışında bir dil ve anlatıma sahip. Ancak sanıldığının aksine burada radikal bireyci bir duruş ve sırf mevcut dil düzenini yıkmak adına yapılan bazı numaralar yok.



Fantastik kurguda gerçek korkular

China Miéville 1998 yılında yazdığı ilk romanı “Kral Fare” Türkçeye 2010 yılında çevrilmişti.  “Fareli Köyün Kavalcısı” masalından esinlenerek kurguladığı romanda fantastiği çağının ilgi ve korkularıyla birleştiren Mieville,  günümüzde geçen karanlık bir gelecek tasarımı sunmuştu. 2001 yılında Arthur C.



Bir rüyanın hizmetinde geçirilmiş bir yaşam

Hayatta okuduğum ilk bilimkurgu, bundan yaklaşık altmış yıl önce Çağlayan Yayınevi’nden çıkan Feza Canavarları’ydı. Canavarların tarifleri ve birbirlerini yok edişleri, üç ay kadar et yemekten kesilmeme yol açmıştı. Oysa şimdi bakıyorum da, Alfred Elton Van Vogt’in bu kitabı, Uzay Yolu TV dizisinin habercisi olarak kabul ediliyormuş.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.